Durak: Orkun Yazı Sanatı'nda kertiklerin herhangi bir araçla bitinirken, yazım aracını doku yüzeyinden kaldırmadan aralıklarla durularak yapılan anlık dönüşler ve dirsek kırışlarına olanak veren kısa beklemelerdir.
15 Ocak 2015 Perşembe
7 Ocak 2015 Çarşamba
''ABIL'' Konulu Çalışma
''Abıl'' Konulu, Üzerine Kazak Geleneksel Desen İşli Eskitilmiş Bet Görünümlü Düzlem Üzerine Koyu Toprak Renkli Sanal Orkun Yazı Çalışması.
''Abıl'' Sözcüğü Kazak Türkçesi'nde ''gönüllü,istekli'' anlamına gelmektedir. 'Abıl' konulu çalışma, kendisi şahin yetiştiricisi olan Kazak bir kişi için özel olarak hazırlanmıştır. Sözcük içeriğindeki anlamın dışında daha çok sunulduğu kişinin yaşam tarzına öykünülerek özgün bir biçem yaratılma yoluna gidilmiştir.
''Abıl'' konulu Orkun Yazı Çalışması yukarıdan aşağı doğru düşey doğrultulu kurallı ve sıralı Orkun yazısı kullanılarak bitinmiştir. Tamga arası açıklıkların özel noktalarda eşit aralıklar izlemesine özen gösterilerek genel anlamda tamgaların asıl biçimleri korunmuş, dizilimleri sırasında birbirlerine yaptıkları girişimlerin düzenlenmesiyle görsel uyum sağlanmıştır. Tamga ayraçları sözcük başında ve sonunda ayrı biçimlerde işlenerek görsel çeşitlilik sağlanmış, özellikle dokunun sümer bölgesini oluşturan ayraç tamgaları çalışmaya asıl kişiliğini kazandırma görevini üstlenmiştir.
Okunma sırasına göre ilk tamga olan 'ab-ba' tamgası kendisinden daha önceki çalışmalarda olmadığı kadar özgün bir biçimde dokunmuştur. Özgün tamgada var olan kıvrımlı ve dönüşlü hatlara direnerek duraksız olarak bitinen gerçek tamganın yerini, üç durakta kesintisiz olarak bitinen, neredeyse çeyrek daire biçimi oluşturan kertiğin birleştirdiği yatay ve dikey eksenli kertikler alır. ''Ab-ba'' tamgasının doğal biçimi nedeniyle tam yatay ve tam dikey eksenlerde görece kolay bitinen diğer Orkun tamgalarının çizgisel biçimine biraz daha yaklaşan bu tamga biçimi, ilerleyen çalışmalarda kullanılacak olan diğer ''ab-ba'' sesli tamgalar için güzel bir örnek olma adayıdır.
''-al'' tamgası ise üzerinde ayrıca durulmuş bir diğer tamgadır. Sözcük sonunda en son okunan tamga olmasının yanı sıra, dokunun bitiş ve güç akışının sona ererek tabana doğru kurtulduğu son tamga olması nedeni ile, özünde oldukça yalın ve tutumlu olan bu tamganın kertiklerindeki durak sayısı artırılmış, tabandan 45 derecelik açıyla küçük bir kertik çıkıntısı olarak tabana uzanması gereken ayak kertiği göreceli bir abartıya gidilerek uzatılmıştır. Uzatmanın sonucu olarak kendisinin benzeme olasılığı olan (o-u) sesli tamgaların biçimine yaklaşmamak güdüsü ile ayak kertiğine dirsek çıkılarak süslü bir görünüm katılmış ve (al) tamgasına özgün bir biçim kazandırılmıştır.
''Abıl'' konuu çalışma herhangi bir biçeme (üsluba) tam olarak bağlı değildir. Tamga biçeminin iddiasını taşısa da tepesindeki tamga ayraçları ile (al) tamgası ve sözcük sonu ayraçlarından doku düzleminin sol alt bölgesine açılan kollar çalışmanın tamga biçemine ulaşması için gerekli olan toplu görünümden çalışmayı uzaklaştıran ögeler olarak sayılabilir.
''Abıl'' konulu çalışmada yoğun güç akışları bulunmaktadır. Orta tamgayı oluşturan ''I'' sesini veren tamga neredeyse bir ''basınç odası'' özelliği göstererek sümer bölgesinden aldığı yüksek gerilimli gücü görünmez bir akış yolu üzerinden tamga başındaki çıkık kertikle kavrayarak soldan sağa doğru iki kanaldan ilerleyen uzunlamasına tamga kertikleri boyunca iterek yüksek bir ivedilikle dokunun sağ yüzeyinden yayılıma sokarak kendi gövdesinden atmaktadır. Tamg arası kertiklerin eşitlendiği ve (ab) tamgası ile (al) tamgasının baş kertik kaçışlarının neredeyse karşılıklı bakıştığı izleyiciye göre dokunun solunda kalan kanal başları ise yoğunluğun en üst düzeye çıktığı özel bir bölgedir. Bu güç ilerleyişi sırasında (al) tamgası gücün bir bölümünü soğurarak gücün bir bölümünü ditsek kırmakta kullandıktan sonra kalan miktarı da ana dokunun tabanına doğru vermektedir.
''ab-ba'' tamgası ise gülümseten bir biçimde kendi gücünü kendi içinde sürekli olarak sola doğru evirmektedir. Bu bize ''bir tamga içinde ortaya çıkan özerk bir yalama biçemi uygulamasını'' anımsattırır.
Dokunun sümerinde yer alan tamga ayraçlarının okuma düzenine göre üstte kalan tek kertikten oluşan bölümü ise yukarıda bir yerlerden sürekli olarak dokuya güç devşirme arayışındadır. Bu arayış bir şahin yetiştiricisinin gök yüzü ile olan ilişkisini betimliyor olabilir. Yalnız çalışmanın tüm güç akışını gökyüzünden aldığı gibi bir algıdan da söz edemeyiz. Doku, kendi iç gücünü kendi dinamiklerinden de sağlayabilmektedir.
Tüm bu yoğunluk ve akışların arasında olan bitene ilgisiz kalan sözcük sonu tamga ayraçları ise gözün dinlenebileceği alternatif bir nötr alan yaratmaktadırlar.
Tüm dokunun oldukça soyut bir biçimde sola doğru bakan ve bir dal üzerine tünemiş yurtıcı kuş görünümü verdiğini de eklemek gerekir.
1 Ocak 2015 Perşembe
'Yorçı' / Kılavuz Çizgisi
Yorçı: Türkçe de kılavuz anlamına geşlen bir sözcüktür. Orkun Yazı Sanatı'nda doku üstünde yerleşecek olan tamgaların diziliş doğrultuları üzerine ön belirleme yapılmasını sağlayan kertiklere verilen addır. Tamgalar yerleştirildikten sonra da dokuya eklenebilir.
Etiketler:
çizgi,
çizgisi,
damga,
damgaları,
gök,
göktürk,
göktürkler,
kaligrafi,
kılavuz,
orkunyazisanati,
sanati hat,
sozluk,
türkçü,
yorçı
'Süngü Kertiği'
Süngü Kertiği: Orkun Yazı Sanatı'nda bir kertik üslubu (biçemi) dir. Kökünü Türk yazıtlarında tamgalarınyüzeye işlenme yöntemlerinden birisi olan çelik çubukların, süngülerin ya da bıçakların yüzeyi kazıyarak uygulandığı iz bırakma yönteminden alır. Özünde başına buyruk, yırtıcı, gerginlik yaratan bir kişiliği vardır.
''Teoman'' Konulu Çalışma
'Teoman' / Konulu Orkun Sanal Yazı Çalışması
Antik Görünümlü Arka Görsel Üzerine Kara Boyalı Çalışma
Teoman, Asya Hun İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı olan Türk devlet adamı ve Mete'nin babasıdır. MÖ 3. yüzyıl dolaylarında yaşayan Teoman, bilinen ilk Hun (Hiung-nu) hükümdarıdır. Adının asıl kökü 'Tuman' (duman) çince okunuşa göre değişerek teo-man olarak bilinirlik kazanmıştır. Çalışmada özgün ada gönderme yapılarak türk atasının adı 'tuman' olarak bitinmiştir. 'Tuman' çalışması yukarı-aşağı doğrultulu bitinme doğrultusunda orkun yazım kuralına göre bitinmiştir. Ana kalıbı düşey doğrultulu, uzunlamasına dikdörtgensel biçimdedir. Çalışmanın yapıldığı yüzeyin alanını genişçe kaplar.
'Tuman' Orkun Yazı Çalışması kendi içinde oturmuş, başlı başına tam bir yazı tasarımıdır. Herhangi bir Orkun biçemine (üslubuna) girmez. Doku üzerinde yukarıdan aşağı doğru sıralanmış tamgaların sağına çekilmiş bir kılavuz çizgi (yorçı) doğrultusunda ilerleyen tamgalar baştan sona doğru birbirinden değişik tarzlar izlemiş, Kılavuz çizgisinin sümerinden tabanına doğru başına buyrukluktan , tam bir düzene doğru girmişlerdir. Aşağı inildikçe başlarda süngü kertiği özelliği göstererek 'kazınmışlık' duygusu veren tamgalar sona doğru bet-yaprak kertiği biçemine dönüşerek fırçadan çıkmışçasına görece başlangıca göre daha dirlik-düzen kazanmış gözüken bir görünüme girerler. Sözcük ayraçları da yine söz konusu biçem değiştime durumuna uyum göstererek başta çentik görünümlü biçim almış iken çalışmanın sonunda bize Irık Bitig teki sözcük ayraçlarını anımsatan bir biçim almış olarak karşımıza çıkar.
Çalışmanın baş tamgası olan ''at-ta'' tamgası bilindik ok başlı ve boyunlu olan ''at-ta'' tamgası yerine onun Eski Türk yazıtlarındaki başka bir türevi olan üst üste binmiş iki ok başlı tamga olarak seçilmiştir. Bu tamganın içindeki alt ok başı, sözü edilen süngü kertiği biçeminde işlenirken üstündeki ok başı, sahip olduğu tin (ruh) dışında bu biçemi çok ta barındırmaz, buna karşın altındaki kertiklerin etkisinde öylesine kalmış ve onların eyleminden etkilenmiştir ki, göz bu biçem uyuşmazlığını pek te ayırt etmez. Süngü kertiği biçemi bize üçüncü tamga olam ''m'' tamgasında kendini ters yönlere bakan iç içe girmiş iki ok başının sağlı sollu attığı artık kertiklerde kendini göstererek girişte yakaladığı gücü dokunun ortasında yeniden uygulamıştır. Yine de ''m'' tagasında gözle görülür bir yaprak-bet etkisi olduğu, daha aklı başında uygulanmış kertiklere bakıldığında göz ardı edilemez. ''U'' tamgasının gereğinden çok uzatılmış alt kertiği de girişte yakalanan bu sert ve yırtıcı biçeme öykünerek kılavuz çizginin ötesine taşırılmıştır.Sonuncu tamga olan ve Düzenle pek çatıştığı söylenemeyecek olan ''an'' tamgasının hemen yanın da yer alan bir tamgadan çoğaltılmış olarak bitinmiş olan sözcük ayraçları gevşek tutumları ile yüzeyin arkasına doğru uzanarak, çalışmada üçüncü boyut algısına küçük bir kapı aralamıştır.
'Tuman' konulu çalışmada göze çarpan bir öge de bunun figüratif (biçimci) bir yönünün olduğudur. Çalışmada tüyler ve pusatlar kuşanmış bir savaşçının elinde tuttuğu belli belirsiz tuğu kendini göstermektedir.
'Tuman' Orkun Yazı Çalışması kendi içinde oturmuş, başlı başına tam bir yazı tasarımıdır. Herhangi bir Orkun biçemine (üslubuna) girmez. Doku üzerinde yukarıdan aşağı doğru sıralanmış tamgaların sağına çekilmiş bir kılavuz çizgi (yorçı) doğrultusunda ilerleyen tamgalar baştan sona doğru birbirinden değişik tarzlar izlemiş, Kılavuz çizgisinin sümerinden tabanına doğru başına buyrukluktan , tam bir düzene doğru girmişlerdir. Aşağı inildikçe başlarda süngü kertiği özelliği göstererek 'kazınmışlık' duygusu veren tamgalar sona doğru bet-yaprak kertiği biçemine dönüşerek fırçadan çıkmışçasına görece başlangıca göre daha dirlik-düzen kazanmış gözüken bir görünüme girerler. Sözcük ayraçları da yine söz konusu biçem değiştime durumuna uyum göstererek başta çentik görünümlü biçim almış iken çalışmanın sonunda bize Irık Bitig teki sözcük ayraçlarını anımsatan bir biçim almış olarak karşımıza çıkar.
Çalışmanın baş tamgası olan ''at-ta'' tamgası bilindik ok başlı ve boyunlu olan ''at-ta'' tamgası yerine onun Eski Türk yazıtlarındaki başka bir türevi olan üst üste binmiş iki ok başlı tamga olarak seçilmiştir. Bu tamganın içindeki alt ok başı, sözü edilen süngü kertiği biçeminde işlenirken üstündeki ok başı, sahip olduğu tin (ruh) dışında bu biçemi çok ta barındırmaz, buna karşın altındaki kertiklerin etkisinde öylesine kalmış ve onların eyleminden etkilenmiştir ki, göz bu biçem uyuşmazlığını pek te ayırt etmez. Süngü kertiği biçemi bize üçüncü tamga olam ''m'' tamgasında kendini ters yönlere bakan iç içe girmiş iki ok başının sağlı sollu attığı artık kertiklerde kendini göstererek girişte yakaladığı gücü dokunun ortasında yeniden uygulamıştır. Yine de ''m'' tagasında gözle görülür bir yaprak-bet etkisi olduğu, daha aklı başında uygulanmış kertiklere bakıldığında göz ardı edilemez. ''U'' tamgasının gereğinden çok uzatılmış alt kertiği de girişte yakalanan bu sert ve yırtıcı biçeme öykünerek kılavuz çizginin ötesine taşırılmıştır.Sonuncu tamga olan ve Düzenle pek çatıştığı söylenemeyecek olan ''an'' tamgasının hemen yanın da yer alan bir tamgadan çoğaltılmış olarak bitinmiş olan sözcük ayraçları gevşek tutumları ile yüzeyin arkasına doğru uzanarak, çalışmada üçüncü boyut algısına küçük bir kapı aralamıştır.
'Tuman' konulu çalışmada göze çarpan bir öge de bunun figüratif (biçimci) bir yönünün olduğudur. Çalışmada tüyler ve pusatlar kuşanmış bir savaşçının elinde tuttuğu belli belirsiz tuğu kendini göstermektedir.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)


