24 Mayıs 2013 Cuma

''Ötüken'' Konulu Orkun Yazı çalışması

''ÖTÜKEN'' Konulu Orkun Yazı çalışması




alfabesi, calismalar, devleti, göktürk, göktürkler, göktürkçe, odugen, orkunyazisanati, ormanı, sanatı, sanati hat, taiga, türk, türkçe, türkçü, yazısı, ötüken
      Nitelikler: A3 Boyutlu 1. Hamur Kağıt Üstüne Kesik Uçlu Fırça İle Kara Akrilik.



Ötüken, Orhun yazıtlarında adı geçen, kimi eski Türk kaynaklarında ''Ötüken Ana'' olarak ta sözü edilen, özellikle GökTürkler döneminde Türklere yurtluk yapmış bu günk Moğolistan sınırları içinde kalan kutsal bir yerdir.
Yazıtlarda Türklerin Ötükenden ayrılmasıyla başlarına büyük yıkımların geleceği öğüt verilir. Ötüken onları otlakları ve sulak alanlarıyla besleyen, korunaklı coğrafyasıyla koynunda saklayan bir ''Ana'' gibidir.

Ötüken çalışması, yatay doğrultuda sağdan sola doğru bitinerek belirli ölçüde kurallı yazı düzeninde bitinmiştir. Tamgaların düzlemde oturduğu tek düze bir kılavuz çizgisi olmasa da Tamgaların sıralanışı ve özgün görünümlerine uygun olarak bitinmiş olması kurallı yazı mantığına bağlı kalınmak istendiğini gösterir. Tamga aralıkları Dokunun her yerinde eşite yakın uzaklıklarda bırakılmış gibi gözükse de, sağ-sol doğrultuda sabit oranda bellli belirsizce artış göstermektedirler. Bu düzeni bozan istisna, tamga ayıraçlarıdır. Onlar, kendilerinden sonra gelen ''ö,ü'' tamgasına kendilerine özgü bir uzaklık sabiti belirleyerek konumlanmışlar ve kendi içlerinde tutarlılık göstermişlerdir. Çalışmanın her kertiğinde fırça, aynı eğiklik açısıyla boya bırakmaya başlamıştır. Bu da tamgaların birbirlerine olan uyumluluklarında ve tutarlılıklarında olumlu yönde etki yapmıştır.
 Tamgalarda ilgi çeken bir nokta da, düşey kertiklerin orantılı bir biçimde uzunca tutulmasına karşın yatay doğrultuda bitinmiş kertik bileşiklerinin yine orantılı biçimde kısa tutulmuş olmasıdır. Uzun kertikler ululuk havası yaratma konusunda etkin olurlarken, yatayda kısa tokunmuş kertikler, fırçanın kalın olması nedeniyle dar bir alanda kertik sivrilikleri biriktirmiştir. Bu da kendine özgü bir sertlik ya da kovuklu ortamlar yaratma konusunda etkili olmuştur. İlk iki tamgadaki eğim açısı, son iki tamgada kendini aşamalı olarak toparlamış, bu nedenle düşey kertikler çalışma genelinde sarmal bir yapı varmış hissi uyandırmıştır.
  Tüm dokunun dış hatlarına düşsel bir çizgi çekildiğinde yapının baklava biçimli bir kalıba oturduğu görülür. Dokunun kendi içindeki doğal kertik kaçışları, dışında yapay bir kalıba oturtularak yapının bir elden çıktığı izlenimi verilmiş denilebilir.

Ötüken çalışmasında göze ilk beliren, doğada denk geldiğimiz bir ortamın var olduğudur. ''Tengri'' çalışmasında olduğu üzere burada da bir doğa manzarası vardır. Tengri çalışmasından ayrılan yön ise burada üç boyutlu derinliği olan bir dağ ve ova silsilesi havasının yaratılmış olmasıdır. ''ö,ü'' Tamgasının yere basan alt kertiğinin hemen üstünü izleyen göz,  kendisini yavaşça dokunun ortasındaki bir ovaya ilerliyor bulur. Buradan daha da ilerlemek isterse ''ö,ü'' tamgasının arkasında gizlenmiş alanda doğru gidecektir. Burası Ötüken in gizemidir. Göz Ötüken ovasının ilerisini görmeyi her an ister, yinede bu bize şu an için uzaktır. Ötüken ovası, çevresindeki yüksek oluşumlarla korunmaktadır. Dağların üzerine bindirilmiş küçük dağlar buralarda çetin geçitlerin ve yüksek yapıların varlığını bize söyler. Bizi neredeyse o ovada kalmaya zorlar. Ötüken ovasının yanında da su kaynaklarını andıran tamga ayraçlarını görürüz. Tek bir nokta ekseninde dönerek çıkan fırça, kaçış kertiği ile akan su hırçınlığını vermiştir. Bu ayraçlar çalışmanın içine canlı bir eylem katar. Katı ve soğuk gibi gözüken yer aslında bir yaşam merkezidir. Burada gezinebilir, korunabilir, yaşamak için öz kaynaklara ulaşabilirsiniz. Bir düzen güdüsü, çalışmada sürekli kendini gösterir...