d
Nitelikler: A4 Teksir Üzerine Akrilik
Alp Er Tunga eski bir söylencedir. İskit Türkleri nin hanı güçlüdür, yenilmezdir. Gel gör ki savaşta yenik düşer, yenilginin acısından gökleri inleten bir ağıt yakar. Ağıtını yağılar (düşman) duyar, haykırdığı yere varıp hanın üstün çökerler. Alp Er Tunga yiğittir; budunu da yiğitliği över. Atasının uçmağa varışıyla yıkılan ozan ona ve kendi erdemlerinin, düzenlerinin çöküşüne sagu düzer...
Alp Er Tunga Çalışması, kendi içinde başkalaşmış bir biçemdedir. Tamgalar kesik uçlu fırçanın düşey doğrultuda boylamasına bıraktığı ince kertiklerden oluşmuştur. Sağdan sola kurallı Orkun Yazısı ile yazılmıştır. Satır çizgisi ise diğer çalışmalardan ayrılarak tamgaların üstünden bitinmiş, tamgaların dokuda aldıkları konumlara göre kendine yol çizmiştir. Tamgalar ilk bakışta gelişigüzel yerleşmişler gibi gözükse de, küçüklü büyüklü kertikler karşılıklı olarak bakışık durumlar gösterirler. Tamgalar arası uzaklıkların değişmezliğine ve tamgaların özgün biçimlerinden ayrılmamalarına ayrı bir özen gösterilmiştir.
İlk tamga olan kalın ''l'' (''al'') sesi, gözdağı verir biçimde dokuya kazık gibi çakılmıştır. Dik duran, eğilmeyen bu tamganın tabandan çapraz uzanan kertiği abartılı uzatılsa da bu özgün yapıyı bozmaz.
Ardı sıra gelen ''p'' tamgası ise en az kendinden önceki tamga kadar yapılı durup, ''al'' tamgasına el verip onunla uzlaşma yoluna giden bir uyum kalıbına girer. Üçüncü tamga olan ince ''r'' (''er'') sesinin bütün sol kertikleri kendisinden önce gelen tamgaya uyum gösterme çabasına girerken sol yakadaki kertiklerini ise bu düzenden kaçırıp olabildiğince uzak tutar. Kalın ''T'' (at-ta) sesi ve ondan sonra gelen tamgalar ise ise olanlara kendi çaplarında birer anlam vermeye çalışırlar, bu sırada kendi varlıklarının çıtasını da yüksek tutmaya özen gösterirler. Tamgaların ortak yönlerinden biriside boylamasına uzayarak eski çağ runik yazı geleneğini yansıtmalarıdır.
Alp Er Tunga çalışması bir kargaşa ve ölümle ardından gelen ayrılığın yansımasıdır. Çalışmada sıkışıklık, belirsizlik, kopmalar birleşmeler yığınının içinde kendilerine birbirlerine bağımlı olarak yer edinmiş varlıklar boy gösterir. Çalışma dokusunun merkezine odaklanan göz hemen yorulacak ve bunalacaktır, boylamasına uzamış kertikler arasındaki etkiler bunun nedenidir. Kimse böylesi bir kargaşanın içine olmak istemez, gelin görün ki yukarıda göğe doğru uzanan bir kertik vardır. Yapı olarak kılavuz kertik olan bu sıçramış çizgi olanca uğraşının içinden sökülüp ayrılan Alp Er Tunga'nın Tengrisine varan benliğinin ta kendisidir...
İlk tamga olan kalın ''l'' (''al'') sesi, gözdağı verir biçimde dokuya kazık gibi çakılmıştır. Dik duran, eğilmeyen bu tamganın tabandan çapraz uzanan kertiği abartılı uzatılsa da bu özgün yapıyı bozmaz.
Ardı sıra gelen ''p'' tamgası ise en az kendinden önceki tamga kadar yapılı durup, ''al'' tamgasına el verip onunla uzlaşma yoluna giden bir uyum kalıbına girer. Üçüncü tamga olan ince ''r'' (''er'') sesinin bütün sol kertikleri kendisinden önce gelen tamgaya uyum gösterme çabasına girerken sol yakadaki kertiklerini ise bu düzenden kaçırıp olabildiğince uzak tutar. Kalın ''T'' (at-ta) sesi ve ondan sonra gelen tamgalar ise ise olanlara kendi çaplarında birer anlam vermeye çalışırlar, bu sırada kendi varlıklarının çıtasını da yüksek tutmaya özen gösterirler. Tamgaların ortak yönlerinden biriside boylamasına uzayarak eski çağ runik yazı geleneğini yansıtmalarıdır.
Alp Er Tunga çalışması bir kargaşa ve ölümle ardından gelen ayrılığın yansımasıdır. Çalışmada sıkışıklık, belirsizlik, kopmalar birleşmeler yığınının içinde kendilerine birbirlerine bağımlı olarak yer edinmiş varlıklar boy gösterir. Çalışma dokusunun merkezine odaklanan göz hemen yorulacak ve bunalacaktır, boylamasına uzamış kertikler arasındaki etkiler bunun nedenidir. Kimse böylesi bir kargaşanın içine olmak istemez, gelin görün ki yukarıda göğe doğru uzanan bir kertik vardır. Yapı olarak kılavuz kertik olan bu sıçramış çizgi olanca uğraşının içinden sökülüp ayrılan Alp Er Tunga'nın Tengrisine varan benliğinin ta kendisidir...