25 Ekim 2012 Perşembe

''Bediz''

Bediz: Öz Türkçe de ''Resim'' demektir. GökTürk yazıtlarında da doğrudan geçer. Orkun Yazı Sanatında da yazı yazarak oluşturulmuş görüntülere verilen addır. ''Bedizci'' sözcüğü de ''ressam'' demektir.

''Süngü'' (Türk Yazılı Orkun Bediz Çalışması)

 ''TÜRK'' Yazılı Orkun Bediz Çalışması

''SÜNGÜ''

calismalar, eski, göktürk, göktürkçe, hat, japon, kaligrafi, orkun, orkunyazisanati, sanatı, tengri, türkçe, yazısı, yazıtı, yazıtları, çin,
(Büyütmek için görüntünün üzerine tıklayınız) 

Nitelik: A4 Birinci Hamur Kağıt Üzerine Akrilik Kara Boya

''Türk'' yazılı bu çalışma bir bediz (resim) çalışmasıdır. GökTürk tamgaları kullanılarak betik (yazı) yazmaktan çok görüntü oluşturma amaçlı yapılmıştır. Türk yazılı bediz çalışması en başta bu yönüyle biçimce diğerlerinden ayrıdır. Çalışmada kullanılan fırça yöntemi de değişiktir. Çalışma, kesik uçlu fırça ağzının düzleme paralel olarak düzlem üzerinde tek tek yaptığı vuruşlarla oluşturulmuştur.
 Türk yazılı bediz çalışmasındaki ana güdü ''ayakta duran ve yaşayan eskinin gücü'' dür. Yazıda adı geçen Türk kavramı ''eskidir''. Kimi bağlantıları kopuk, kimisi yarımdır; buna karşın her parça tek ve büyük bir yapının anlamlı birer öğeleridir. Kirişler, bağlantılar ve dallar eğri büğrüdür, buna karşın düzenli ve anlamlı bir sistemin değişmez parçalarıdırlar.
  Fırça vuruşlarıyla oluşan bu çentiklerin simgelediği diğer bir anlam da ''sivri'' oluşlarında gizlidir. Öyle ki, bu tamgayı üç boyutlu olarak yapıp elinizde tutmaya kalkarsanız bu sivri çentikler size acı verir ve onu tutamazsınız. Bedizin asıl adı bu nedenle ''Süngü'' dür.***
Bu bediz çalışmasına karşıdan bakıldığında kilim desenlerini andırdığı da gözükür. Çalışmada bakışıklığa (simetriye) gidilmesinin bir amacı da budur. Çalışmada eskimiş, yıpranmış bir kilimin havası vardır. Antensi yapıların çalışmaya çağdaş bir görünüm kattığı da söylenilebilir.

 (***Bediz çalışmaları içeriklerindeki yazılı sözcüklerin dışında adlar alabilir)

23 Ekim 2012 Salı

''Tamga''

Tamga: Orkun (ya da KökTürk) alfabesindeki her harfin adı. ''harf'' sözcüğü Türkçe kökenli değildir. öz Türkçesi ''tamga'' dır. ''damga'' sözcüğü ''tamga'' nın günümüzdeki söylenişidir. Yazdığınız her harf birer tamga dır.

''Böri'' Yazılı Orkun Yazı Çalışması

''Böri'' Yazılı Orkun Yazı Çalışması


calismalar, eski, göktürk, göktürkçe, hat, japon, kaligrafi, orkun, orkunyazisanati, sanatı, tengri, türkçe, yazısı, yazıtı, yazıtları, çin,
(Görüntüyü Büyütmek İçin Üzerine Tıklayınız)

Nitelik: A-4 Birinci Hamur Kağıt Üzerine Koyu Türkuaz Sulu Boya Çalışması



''BÖRİ'' (kurt) yazılı çalışma biçim olarak yarı bediz (resim) özelliği gösteren, bunun yanı sıra KökTürk yazım biçiminin pek bozulmadan kullanıldığı bir çalışmadır. Sağ baştaki kalın ''b'' (ab-ba) tamgasında yapılan küçük bir uzatma ve çentikleme ile ortaya kurt başını andıran bir çalışma çıkarılmıştır. ''Böri'' çalışmasının tamgalarına bakılacak olursa, her tamga başına fırçanın hiç kaldırılmadan tek çekişlik yer değiştirmeler yaparak tamgaları betidiği (yazdığı) görülebilir. Bu çok ilginç, buna karşın uygulanması uğraştırıcı olan bir etkidir. Tamgaların bacakları olabildiğince düz ve incelmiş olarak çıkarken, tamga uçlarındaki iniş çıkışlarda bir o kadar  kalın ve çok doğal kıvrımlar yaparak kendine güvenen etkiler barındırmaktadır. Bu çalışmaların bir zorluğu da her keresinde düzlem üzerinde yer değiştiren fırçanın su yitirerek kesik biçimin bozulması sonucu tamga sonlarında bakışıksız (asimetrik) yapıların oluşmasıdır. Börü çalışmasının boyası koyu türkuazdır. KökTürk simgesine çağrışım yaptırmaktadır. Çalışmadaki ''ü'' artı ''ince r'' (er-re) tamgasındaki testere biçimli zik zaklar kurdun dişleri olarak düşünülebilir...

20 Ekim 2012 Cumartesi

Orkun Yazı Sanatı Ne Değildir ?

 Son günlerde GökTürk yazısı ile biçim verilmiş yazılar yazmak orkunyazisanati bloğu aracılığıyla yeni tanınmaya ve uğraşılmaya başlandı. Bir çok istekli Türk genci, kendi öz yazısını tanımaya ve öğrenmeye eğilimli. Çaba gösteremeyen istekliler, kuralsız olarak yazdıkları bilgisayar yazılarıyla, çaba gösterenler kurallı bilgisayar ve el yazılarıyla, bu işe tümüyle gönül verenler ise  Orkun tamgalarıyla yeni biçimler yaratmaya giriştiler.
 Tüm bu iyi gelişmelere karşın Orkun Yazı Sanatı bilinçsiz bir biçimde doğmadan yok olma nın eşiğindedir. Bu alanla uğraşmak isteyen ve GökTürk yazı yazma kurallarını öğrenen her kişi eline birer kalem alıp kafasına göre uzatmalar, süslemeler, şekiller yapıp bilmeden Orkun yazısını birer ''süs yazısına'' dönüştürmektedirler.
Orkun Yazı Sanatı ise bir ''süs'' yazısı olmaktan çok öte bir uğraşıdır. Sokaklarda gençlerin ellerine püskürtmeli boyalar alıp bu gün kullandığımız Latin alfabesiyle türlü türlü süslü yazılar yazdıklarını görmüşsünüzdür. Bu yazılardaki harfler şişerler, bükülürler, içe-dışa çökerler, üste binerler ve yazıyı yazan kişinin o anki kafası neyse ona göre estetik bir görünüm oluştururlar. Bu yazılar popüler kültürün birer öğesidir ve birer ''süs'' yazısıdır. Her hangi bir görüş, düşünce, tutum içermezler. Güzel olabilirler, buna karşın ''köklü'' değillerdir. Bu yazıyı yazan genç, size yaptığı işin içeriğini açıklayıp tartışmaya dökemez. Süs yazılarının tartışılacak yönü pek yoktur.
 İmdi gelelim Orkun Yazı Sanatına. Bu işle uğraşmak isteyen istekli ve bilinçli kişiler öncelikle yaptıkları işin ''süslü yazı'' olmadığını bilmelidirler. Yaptıkları yazı çalışmalarında şu 3 öğe kesinlikle olmalıdır;

1) Tasarım: Bir dakika içinde kafamıza göre yazdığımız süslü bir GökTürk yazısı Orkun Sanatı na girmez. (Eğer tek seferde sağlam bir çalışma çıkarmak gibi üstün bir yeteneğiniz yoksa) Bu iş için yazacağınız yazı iyi tasarlanmış olmalıdır. Tamgaların yoğunlukları, çentikleri, bir araya geldiklerinde oluşturdukları etkiler ve duyguların birer anlamları olmalı. Bu nedenle yapmak istediğiniz çalışmayı gerekirse onlarca kez yeniden karalama olarak tasarlamalısınız.

2) Çalışmayı Savunabilmek: Yaptığınız çalışma için her an söyleyebileceğiniz bir kaç görüş ve duygu olmalı. Yazı çalışmanızın her bir ayrıntısı, size onu soranlara söyleyebilecek bir şeyler barındırmalıdır. Eğer böyle olmaz ise, çalışmanız anlam olarak öksüz kalır...Çalışmanızı biçim, yapı, içerik, anlam, ve tarih yönünden savunabilmeniz için kuşkusuz estetik, grafk, yazı ve tarih gibi konularda araştırma ve okuma birikiminiz olmalı.

3) Türk Tini (ruhu): Orkun Yazı Sanatı popüler bir toplum malı değildir; bir kimliği ve bağlı olduğu bir ulus vardır; O da Türk ulusudur. Türklerin estetik, yaşam, görüş ve varlıkları yansıtan her türlü içerik Türk Tini ni oluşturur. Türklerin yaşam evreniyle bağdaştıramayacağınız ve bunu savunamayacağınız çalışmaları yapmaktan kaçınmalısınız. İstisnaları bir yana bırakıp Türklerin içinden çıktıkları gerçek yaşam koşullarını yansıtan çalışmalar yapmalısınız. Örneğin ''Oryantalik'' dediğimiz ve Arap alfabesinde de çokça gördüğümüz aşırı yuvarlak kıvrımlar, birbirine bağlamalar Türklük ruhundan uzaktır. Örneğin ''grafitti'' denilen duvar yazısı çeşitlemeleri de bilinçli tasarım yoksunluğu bakımıyla Türklük tininden uzaktır.


''Tayga'' Yazılı Orkun Yazı Çalışması

''TAYGA'' YAZILI ORKUN YAZI ÇALIŞMASI

alfabesi, calismalar, eski, fırça, göktürk, hat, hattı, kök türk, orkun, orkunyazisanati, suluboya, tayga, yazısı, yazıtı, yazıtları,
 Nitelikler: A4 Boyutlu Kağıt Üzerine Eğik Ağızlı Fırça İle Akrilik Boya
(Büyütmek İçin Görüntüye Tıklayınız)
 Tayga, öz Türkçe de ''kutlu çam ormanı'' anlamına gelir, Sibirya ikliminin yaygın olduğu bölgelere yayılmışlardır. Bakışık (simetrik) olarak çalışılan bu yazı da iki ''Tayga'' sözcüğü ortalarındaki genişleyen çizgi ile ayrılmışlardır. Aynı anda  bu çizgi, sözcüklere kılavuzluk etmektedir. ''Tayga'' konulu Orkun yazı çalışması biçim olarak bir ''Yarı Bediz'' çalışmasıdır. Tayga sözcüğü hem Orkun tamgalarıyla işlenmiş, hemde taşıdığı adın biçimini yansıtan bir düzene göre oluşturulmuştur. Öyle ki, tepesinde bir çift iğne yapraklı çam kozalağı da taşımaktadır. Bu kozalaklar aynı anda sözcük sonundaki tamga ayraçlarının kendisidir.
Tayga çalışmasındaki fırça vuruşları da kendine özgüdür. Tamga kıvrımlarında fırça çok dar açılarla dönüş yapmış ve tamgadan ivedilikle (hızlıca) kaçışlar yapmıştır. Böylece boya yoğunluğu tamga başına yüksek oranlarda kalmış, kaçışların bittiği yerdeki kesiklikler ise soğuk ve dondurucu bir Sibirya esintisinin etkisini yansıtmıştır. Çam ağacımızın soğuktan donmuş ve çürüyüp kopmuş kabuklarını, dallarını bu çalışmada görebiliriz. ''Tayga'' konulu bu çalışmanın bir diğer özelliği ise ilk kez değişik bir boya rengi kullanılmış olmasıdır. Koyu Gök rengi çalışmanın soğukluğunu bir kat daha artırmıştır. Tüm bu soğukluğuna karşın ''Tayga'' çalışması sevimliliği, derli toplu ve minyatür yapısıyla izleyiciyi çekmektedir.