27 Ocak 2013 Pazar

''Temir'' Konulu Orkun Yazı Çalışması

 ''TEMİR'' Konulu Orkun Yazı Çalışması



temir, demir, Fe, ferrit, çağı, türk, göktürkçe, orkunyazisanati, calismalar, gök, mavi, turkuaz, hat, hattı, sanatı, betik, bitik, kaligrafi, nedir, türkçü,


(Büyütmek için görüntünün üzerine tıklayınız)


 Nitelik: A4 Teksir Kağıt Üzerine Gök Sulu Boya;
''Temir'', ya da günümüz Türkçesiyle ''Demir'' Türk tarihinin köklerinde çok önemli bir yeri olan kutsal bir gereçtir. Doğal olarak, insanlık geçmişinde demirin yeri, onun sağlamlığı ve işlenilebilirliği açısından oldukça önemli idi. Eski çağlarda demir o kadar değerliydi ki, kilolarca altının karşılığında çok az demir satın alınabiliyordu. Buna karşın çok az ulus vardır ki demire Türkler kadar kutsal bir anlam yüklesin. Türklerin Ergenekon Destanında bile, eritilen dağ ''demirden'' bir dağdır. Demir keser, parıldar, dağların zirvesinden çıkar, sert ve sağlamdır. Tengri ile yağız yer arasında kılınan Türk kişisi, demiri işlemekte olan ustalığı ile yer yüzüne düzen verme uğraşısına girişmiştir.

''Temir'' çalışması yapı olarak kurallı bir bitiktir. Sağdan sola  ilerleyen yatay bir düzlemde bitinmiştir. Tamgaların özgün biçimlerinden azca uzaklaşılarak görünümlerinde ufak düzenlemeler yapılmış, bu düzende oluşan tamgalar, kaçış kertiklerinde uyum sağlanması gözetilerek yan yana getirilmiştir. Yatay bir düzlemde ilerlemesine karşın Tamgaların ayak ve baş kertikleri, önceden belirlenmiş sıradan bir düzleme basmaz, dokuya kendi istediklerince asılmışlardır. Sözcük sonuyla başındaki belirteçlerde, bu anlayışa göre karşılıklı olarak uyumlu bir biçemde, birbirlerine göre değişik konumlanmalarda asılı kalmışlardır.

Temir çalışmasında gözde etki uyandıran önemli etkilerden birisi tamgaların uç kertiklerindeki sivrilikler ve gövdelerindeki kararlı oluşumlardır. Süslü gibi gözükseler de ödün vermeyen ve eli açık olmayan yapıda bitinmiş olmaları onların dokusunda belirttiği ''toplam anlam'' a göndermeler yapar. Demirin doğal kimyasal varoluşundaki sivri-geometrik filizlenmelerin de bu çalışmaya esin kaynağı olduğu söylenilebilir. Temir çalışmasındaki tamgaların kişilikleri bir yana, onların bir araya geldiklerinde oluşturdukları ''işleyen'' görünüm bir başka önemli ayrıntıdır. Çalışmaya bakan birisi bu orkun yazı çalışmasının sanki demirden bir ''araç'' tasarımı olduğunu düşünebilir. Sanki tamgalardan birine dokunulduğunda bir işlem süreci başlayacak ve ortaya işleyen bir makine çıkacaktır. Bu etki, kendisini  hem kaçış kertiklerindeki ve dizilişlerindeki uyuma, hemde tamgalardaki ödün vermez sert kişiliğe borçludur. ''Temir'' yazı çalışması özellikle kök renginde seçilmiştir. İşlenmiş demirin açık gök yüzündeki aldığı renge vurgu yapar. Demir, mavi Tengri'nin ölümlü Türk budununa verdiği bir kutlu elementtir...




19 Ocak 2013 Cumartesi

''Bengü'' Konulu Orkun Yazı Çalışması


''BENGÜ'' Konulu Orkun Yazı Çalışması


(Büyütmek için görüntünün üzerine tıklayınız)



Nitelik: A4 Teksir Kağıt Üzerine Koyu Gök Sulu Boya

''Bengü'' sözcüğü öz Türkçede ''sonsuz-sonsuzluk'' anlamları taşır. Türk dillerinde ''mengü'', ''mongü'', ''bengi'' sözcükleriyle de söylenir. Ayrıca ''Tengri'' kavramının sıfatlarından birisidir. İçerdiği bu anlam gereği Türk kurgan taşlarında ve anıtlarına Türklerin ataları ''bengü taş'' ya da doğrudan ''bengü'' demişlerdir.
  Bengü konulu Orkun Yazı çalışması çevik ve atılgan etkiler içeren yuvarlak ve keskin biçimli kertiklerin bir arada bulunduğu bir çalışmadır. İlk tamga dışında kalan tamgalar Orkun yazı kurallarına uygun olarak yukarıdan aşağı dizilim gösterseler de ilk tamgayı oluşturan ''eb'' tamgası (ince b) bu kuralı bozar. ''eb'' tamgası önceden belirlenmiş bir düşey yazım kılavuzuna bağlı olmayarak diğer tamgaların eksenine dik olarak konumlanmıştır. Buna karşın ilginçtir ki diğer tamgaların yazım kılavuzu ''eb'' tamgasının ayak kertiklerinden birisidir artı, çalışmanın ''omurgası'' görevini görür. Şu da var ki; ekseni dik olan bu ''eb'' tamgasının sola çıkan ayak kertiği çalışmayı ilk okuyanda başka bir tamgaymış (örn: ince ''s'' tamgası gibi) izlenimi uyandırmaktadır. Bengü, dokuyucusunun biraz kendine özgü bir çalışmasıdır denilebilir.
 Çalışma sırasında kullanılan fırça tutuşları üzerine gelinirse, fırçanın tek düze bir açıyla değil, yatay eksenden dik eksene kayan ve gözde ''sarmal etki'' izlenimini oluşturan bir dokuyu yaratacak biçimde tutuş dizisine bağlı olduğu görülür. ''eb'' tamgasının üçgensel başlığı ise, dik düzlemdeki sıradan bir fırça tutuşuna bağlı olarak anlık bir etkiyle oluşan çatı görünümündedir. Bengü çalışmasının sözcük sonu ve başı belirteçleri kendilerine komşu olan ilk tamganın düzlemine ve açı eğimine bağımlı kalmışlar, bu açıdan izleyiciye içeriğin nereden okunup nereden bitireleceği konusunda ip uçları vererek kendine özgü küçük bir dil düzeni yaratmıştır.

 Bengü çalışmasının soyut bir anlamı belirtebilme konusunda yetenekli olduğu ortadadır. Her şeyden önce başındaki başlık yukarısını-ilerisini gösteren bir ok başı gibidir. Anlık bir fırça etkisinin kendisine kazandırdığı hız duygusunu bize yansıtmaktadır; durdurulmaya eğimli değildir. Altında ise sarmal bir biçimde dizilmiş, buna karşın merkezinin neresi olduğu konusunda bize bilgi vermeyen kertiklerden oluşan tamgalar vardır. Bu tamgalar okun ucuna doğru kolayca algılayabildiğimiz, buna karşın köke doğru incelip kararsızlaşan bir omurganın üzerine saplanmış, daha doğrusu ''tutunmuş'' tamgalardır. Tamgalar sanki bir kıvılcım gibi bir anda gelişen ve genişleyip omurganın kertiğine bağlanmışlardır. Dikkat edilirse sürekli omurgalaşma, çatılaşma ve bağlanmalar bize bir ''yapı'' dan söz etmektedir. Bu çalışma her şeyden önce bir yapıtın anıtsal niteliğine ve zamanla olan ilişkisine önem verilmiş gibi gözükmektedir. Yalnız omurga mı çatıyı tutmaktadır, yoksa ok biçimli çatı mı omurgayı sürüklemektedir bu pek açık değildir...

12 Ocak 2013 Cumartesi

''Kertik''

Orkun Yazı Sanatında ''Kertik'' sözcüğü kertilen, çizilen anlamında kullanılır. İlk tamgalar kayalara demir süngü ve çubuklarla kertilerek işlenmiştir. Bitinen (yazılan) her tamgadaki uzantılar o tek tamganın ''kertiği'' dir. Söz gelimi ''ng'' tamgasındaki uzun boylamasına çizginin ucundaki o küçük çıkıntı bir ''kertik'' tir. Aynı anda uzun boylamasına çizginin kendisi de bir ''kertik'' tir.

''Erdem'' Konulu Orkun Yazı Çalışması


''ERDEM'' Konulu Orkun Yazı Çalışması



(Büyütmek için görüntünün üzerine tıklayınız)



Nitelik: A4 Teksir Kağıt Üzerine Koyu Gök Sulu Boya


''Erdem'' Eski Orhun-Yenisey ve Altay Türk yazıtlarında sıkça geçen, güzel anlamlı bir sözcüktür. Eski Türkler yazdıkları yazıtlarda seslendikleri kişilerin adlarını ''erdemli'' sıfatıyla söylemişler, bunun yanında ''erdemli olmayı'' sürekli özendirmişlerdir.  Erdem, en genel tanımıyla iyi olan kişilik özelliklerin tümüdür.
Söz gelimi yiğit olmak bir erdemdir. Ataları anmak bir erdemdir. Düzenleyici - ara bulucu olmak, bilge olmak birer erdemdir.

 Bitik, biçim olarak Orkun yazı kurallarına uygun bir söz dizimindedir. İlk göze çarpan şey tamgaların birbirlerine aykırı olmayan bir düzende yazılmış olmalarıdır. Bir tamganın bittiği uçtan diğer tamgaların başlama ya da uzanma çizgilerine erişmek olanaklıdır. Tamgaların bu biçimde düzenlemiş olması göze yol göstericilik yapmakta ve izleyiciyi tamgaların iç düzenine doğru yönlendirmektedir. Betiğin dokusu bu yönüyle uyumlu etkiler taşır, buna karşın çalışmanın altına doğru yoğunlaşan tamga kertikleri üst bölümdeki dörtgensi boşlukla karşıtlık yaratmaktadır. Öze bakıldığında ''Erdem'' betiğinin tüm tamga dizimi eğilimine, baştaki ''er'' tamgasının yön verdiğini söyleyebiliriz. Onun yayca olan gerginliği diğer tamgaları da etkilemiştir. Ortadaki ''ed'' tamgası ise soldan aşağı inen kertiğinde çok iddialı, keskin bir iniş gösterse de onun çaprazından inen kertik olabildiğince yayılmış ve gevşek bir havada bitinmiştir. ''m'' tamgası ise kendine çok güvenen bir duruş göstererek bize kendine yönelik pek sır vermez.

''Erdem'' yazılı Orkun yazı çalışması konusuna eş doğrultuda gitmeyen bir betik (yazı) çalışmasıdır.  Tek başına gösterdiği uyumluluk ve boşluk-doluluk etkisi ''Erdem'' sözcüğünün yaşamdaki dengeyi düzenlemesine yönelik görevini betimler.

3 Ocak 2013 Perşembe

''Yılkı'' Konulu Orkun Yazı Çalışması


''YILKI'' Konulu Orkun Yazı Çalışması


calismalar, eski, göktürk, göktürkçe, hat, yılkı, kaligrafi, orkun, orkunyazisanati, sanatı, tengri, türkçe, yazısı, yazıtı, yazıtları, çin,
(Büyütmek için görüntünün üzerine tıklayınız)

 Nitelik: A4 Birinci Hamur Kağıt Üzerine Kara Sulu Boya



''Yılkı'' sözcüğü öz  Türkçe de ''at sürüsü'' anlamına gelir. Sözcük ''yabani at sürüsü'' anlamını da taşır.
''Yılkı'' konulu Orkun yazı çalışması, biçim olarak Orkun yazı kurallarına uygun olarak görece belirli bir satır çizgisinde, sağdan sola sıralı tamgalarla tokunmuş bir çalışmadır. Baş tamgayı oluşturan kalın ''Y'' (ay-ya) sesinin abartılmış ve dik çizgisinden taşırılmış değme çizgileri neredeyse diğer tüm tamgaları çevrelemiştir. Çevrelemenin dışında kalan sözcük sonu belirteci ve ''I'' sesinin bir bölümü, çalışmanın genel dokusundan ayrılma etkisi yaratmıştır. Fırça kullanım yöntemi de çalışma içinde başkalıklar içerir. kalın ''Y'' tamgası değişmez eğik açılı bir fırçanın düzenli dönüşüyle oluşurken, dikey çizgisi kağıt üzerindeki baskının sona doğru artırılmasıyla genişleyen bir çizgiden oluşur. Çizgi sonundaki anlık fırça kaldırılmasıyla boya birikimi oluşur ve çarpıcı bir ''son'' yaratılır. Çalışmanın diğer tamgaları ise fırçanın küçük ve beceriksizce yaptığı yer değiştirmelerin sonucu ortaya çıkan düzenli ve yoğun boyalı bir yöntemle yapılmışlardır.

''Yılkı'' konulu çalışma, adının verdiği anlama yakın bir etki içerir. Çalışma; Orta Asya-Sibirya  bölgelerinde var olan at yetiştirme çitlerinden esinlenmiştir. Yuvarlak ya da buna yakın biçimlerde sıralanmış çitlerin içine doldurulmuş atlar, aşırı bir sıkışıklığın içinde yılkıcı çobanlarınca çıkıştaki bir bölüme doğru sürüklenmektedir. Atları simgeleyen her bir tamga kabadır, orantısız çentikler barındırır. Buna karşın her biri güçlü, yoğun, soyludurlar; eğitilmeyi beklemektedirler. Kalın ''Y'' tamgasındaki bu uzun çubuğun, bu eğitimi simgelediği söylenilebilir. Bir eksenin üzerindeki bu yarım çemberde çok oynak bir eylem döngüsü ve olay vardır. Sözcük sonu tamgasını oluşturan çalışma dokusunun sol üst köşesindeki iki çentik, ağılın kapısını simgeler gibidir.